TARIMIN
YARATTIĞI ÇEVRE SORUNLARI VE BİZ
Tarım çok eski asırlardan beri
insanoğlunu doyuran, giydiren, barındıran bir sektör olmuştur. Bu nedenle
toplumlar tarıma daima sevgi dolu duygularla bakmışlardır. Ancak dünya
nüfusunun patladığı 20. Yüzyılda, artan dünya nüfusunu beslemek için tarımda yapılan
bilimsel gelişmeler, beklenmedik bir çevre sorununa neden olmuştur. Önümüzdeki
en büyük sorun, bu çevre problemlerini çözme yanında tarımsal üretimi
artırmaktır. Buna en güzel örnek ülkemizdeki tarımsal sorunların büyüklüğüdür.
Ancak bu günümüzde tüm dünyanın da başta gelen sorunlarından biridir.
Tarımın 7 önemli olumsuz
çevresel etkisi bulunmaktadır. Bunlar
• İklim değişikliği,
• Ormansızlaşma,
• Biyoçeşitlilik kaybı,
• Genetik mühendislik,
• Sulama sorunları, kirleticiler,
• Toprak bozulması ve atıklar
• Ölü bölgeler, (dünya okyanuslarındaki ve büyük
göllerdeki düşük oksijenli alanlardır)
Tarım, birçok ülkede
kirliliğin önde gelen kaynağıdır. Pestisitler, gübreler ve diğer zehirli
çiftlik kimyasalları tatlı suyu, deniz ekosistemlerini, havayı ve toprağı
zehirlemektedir. Ayrıca nesiller boyu kimyasallarve bunların yapıtaşları
çevrede uzun süre kalabilmektedir.
Tarım ve ormancılığın
birlikte, tarımsal elektrik tüketimiyle ilişkili karbondioksit emisyonları da
dahil olmak üzere 2018'de ABD’de sera gazı emisyonlarının yüzde 10,5'ini
tarımın oluşturduğu tahmin edilmektedir. Küresel olarak, karbondioksit
emisyonları iklim değişikliğine en büyük katkıyı sağlamaktadır
Tarımsal kirliliğin birçok
farklı kaynağı vardır. Azot bazlı gübreler güçlü sera gazları üretir. Değişken
toksikolojik etkilere sahip kimyasal pestisitler havamızı, suyumuzu kirletmenin
yanında doğrudan gıdalarımıza bulaşarak sofralarımızda tehlike
oluşturmaktadırlar.
Hayvancılık, toplam amonyak
emisyonlarının neredeyse %64'ünü oluşturarak, asit yağmurlarına ve
ekosistemlerin asitleşmesine önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Hayvancılık aynı
zamanda dünya çapında metan emisyonlarının %35-40'ına katkıda bulunan oldukça
önemli bir metan emisyon kaynağıdır.
Birleşmiş Milletler Çevre
Programı'nın 2021 "Doğayla Barış Yapmak" isimli raporunda, tarımın
hem bir itici güç ve hem de çevresel bozulma tehdidi yaratan önemli bir
endüstri olduğunu vurgulamıştır.
Görüldüğü gibi bizi besleyen,
giydiren, barındıran tarım, çevre sorunları açısından hiç de masum değildir. Ancak
20. Yüzyılda başlayarak hızla artan dünya nüfusunun bunda payı çok büyüktür.
Ayrıca insanoğlunun zenginleştikçe artan tüketimi, özellikle ete olan
düşkünlüğü başlıca sorunları oluşturmaktadır. Asya’da kalkınmakta olan
ülkelerin ekonomik başarıları tehlike yaratan bu tüketim olayını çok daha
artıracaktır.
Evet, dünya iklim bozulmasının
önüne daha önemli olacak başka bir ögeyi koymak doğru olmadığımı bilmeme
rağmen, sofralarımıza konan ve doğal olmayan, yapay iklim ve ortamlarda
yetiştirilen gıdaların yarattığı sağlık sorunlarının pek farkında olmadığımızı
gözlemekteyim. Bizler bu çağda çok gelişmiş sağlık düzeyine ulaşmamıza karşın,
ölümcül hastalıkların oranı artmaktadır. Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz
gibi ortamlarda maalesef gerekli akıllı ilaçlara ulaşımda zorlaşmaktadır.
Önerim, büyüklerimizin
beslendiği gibi her gıdayı doğal yetiştiği zamanlarda tüketmeye gayret edelim.
Ancak bugünkü yaşam tarzımız, doğaya sırtını dönmüş büyük şehirlerde bizleri
maalesef gıda sanayinin sunduğu ürünleri tüketmeye mahkûm etmiştir. Kısaca
beslenmemizde bilinçli olsak dahi, tarımsal kimyasallara mahkûm olmuş gıdaları
tüketmeye mecburuz.
Pek iç açıcı bir makale
olmadığının farkındayım. Ama maalesef gerçek bu. Bunun bilincinde olarak, bundan
en az etkilenmenin yollarını araştırıp, bulmalıyız.
Etiketler: 21.asır tarımı, Agrokiyasallar, gıda, Tarım. çevre sorunları
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa